Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Konya’da “Sürdürülebilir Tarım Üretimi Fiyat Siyaseti: Çiftçiye mi?, Faizciye mi?” temalı görüşmede konuşuyor.
Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Bu toplantı için Konya’yı tercih etme niçinimiz Konya’nın bir tahıl ambarı olmasıdır. Ancak bugün tarımda bulunduğumuz meseleler yüzünden korku duyuyoruz. Ancak telaş duymak yetmez, tahlil üretmeliyiz. Baktık ki, iktidar, halkı değil kendilerini, yandaşlarını düşünüyor. Onlar belirli bir bölümü zenginleştirirken personel yoksullaşıyor, çiftçi yoksullaşıyor.
Bugünleri gireceğimizi öngördüğümüz için hazırladığımız politikalarımızı deklare ettik. Tarih 15 Haziran 2007. Dedik ki temel harcama alanları haricindeki gelirlerden çiftçiye dayanak verin. Fiyatlandırmaları da çiftçiye bakılırsa yapın. Bunları yapmak varken ne yaptılar pekala? Havalimanına para akıttılar. 128 milyar doları yok ettiler. Yandaş şirketlere kaynak aktarıldı. Cumhurbaşkanı zihniyetinde, manevi bedellerle ve nasla alakası olmayacak biçimde hareket ettiler. Tüm bunlardan en makus etkilenen çiftçi oldu. niye zira tüm maliyetleri dolar üzerinden. Üretici enflasyonu TÜİK’e göre bile artık yüzde yüz beş. Ne oldu? Ekonomik istikrarları bozdular.
Üretimi bitirdiler. Ki bütün dünya biliyor ki, tarım olmadan sadece endüstriyle olmaz. Şu anda dünya bu biçimde sıkıntı durumdayken gidip yurt dışı tarımını destekliyorlar. Manevi bedeller diyorlar bir de, nas diyorlar, bunların hepsi milleti kandırmaca. Bunlar faiz yasağını bilmezler. Türkiye’de kur muhafazalı dedikleri mevduatla 850.000 şahsa kaynak aktarıyorlar. Türkiye bu biçimde faizci bir sistem görmedi. Kendilerine yakın şirketlere milyar dolar aktarıyorlar. Tüm bunları yapıp daha sonra Konya’da nas diyorlar. Faiz yasağı niçin vardır sayın Erdoğan? Yoksulu korumak için vardık. Tefecinin daniskası bu iktidar. Ziraat Bankası’nın nazaranvi meskene, yere el koymak mı yoksa çiftçiyi desteklemek mi?”
Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Bu toplantı için Konya’yı tercih etme niçinimiz Konya’nın bir tahıl ambarı olmasıdır. Ancak bugün tarımda bulunduğumuz meseleler yüzünden korku duyuyoruz. Ancak telaş duymak yetmez, tahlil üretmeliyiz. Baktık ki, iktidar, halkı değil kendilerini, yandaşlarını düşünüyor. Onlar belirli bir bölümü zenginleştirirken personel yoksullaşıyor, çiftçi yoksullaşıyor.
Bugünleri gireceğimizi öngördüğümüz için hazırladığımız politikalarımızı deklare ettik. Tarih 15 Haziran 2007. Dedik ki temel harcama alanları haricindeki gelirlerden çiftçiye dayanak verin. Fiyatlandırmaları da çiftçiye bakılırsa yapın. Bunları yapmak varken ne yaptılar pekala? Havalimanına para akıttılar. 128 milyar doları yok ettiler. Yandaş şirketlere kaynak aktarıldı. Cumhurbaşkanı zihniyetinde, manevi bedellerle ve nasla alakası olmayacak biçimde hareket ettiler. Tüm bunlardan en makus etkilenen çiftçi oldu. niye zira tüm maliyetleri dolar üzerinden. Üretici enflasyonu TÜİK’e göre bile artık yüzde yüz beş. Ne oldu? Ekonomik istikrarları bozdular.
Üretimi bitirdiler. Ki bütün dünya biliyor ki, tarım olmadan sadece endüstriyle olmaz. Şu anda dünya bu biçimde sıkıntı durumdayken gidip yurt dışı tarımını destekliyorlar. Manevi bedeller diyorlar bir de, nas diyorlar, bunların hepsi milleti kandırmaca. Bunlar faiz yasağını bilmezler. Türkiye’de kur muhafazalı dedikleri mevduatla 850.000 şahsa kaynak aktarıyorlar. Türkiye bu biçimde faizci bir sistem görmedi. Kendilerine yakın şirketlere milyar dolar aktarıyorlar. Tüm bunları yapıp daha sonra Konya’da nas diyorlar. Faiz yasağı niçin vardır sayın Erdoğan? Yoksulu korumak için vardık. Tefecinin daniskası bu iktidar. Ziraat Bankası’nın nazaranvi meskene, yere el koymak mı yoksa çiftçiyi desteklemek mi?”