Ümmü Sıbyan neye benzer ?

Simge

New member
Ümmü Sıbyan Neye Benzer? Mitin Gölgesinde Bilimsel Bir İnceleme

İnsanın bilinmeyene duyduğu merak, tarih boyunca mitlerin, efsanelerin ve korkuların doğuşunu şekillendirmiştir. “Ümmü Sıbyan” adı, özellikle Orta Doğu ve Anadolu coğrafyasında, yeni doğan çocuklara musallat olduğuna inanılan bir varlık olarak halk anlatılarında sıkça yer alır. Ancak modern bilim ve psikoloji bu figürü nasıl değerlendiriyor? Bu yazı, geleneksel anlatılardan sıyrılarak Ümmü Sıbyan’ın kültürel, psikolojik ve antropolojik kökenlerini analiz eden, disiplinler arası bir bakış sunmayı amaçlamaktadır.

---

1. Antropolojik Temeller: Mit mi, Toplumsal Kod mu?

Ümmü Sıbyan inancı, özellikle Osmanlı dönemi halk hekimliğinde ve İslam öncesi Orta Asya şamanizminde karşılaşılan “çocuk ruhu taşıyıcıları” motifine benzer. Bu figür, toplumların doğurganlık, ölüm ve doğum döngüsünü açıklama çabasının bir ürünü olarak ortaya çıkar. 19. yüzyıl antropoloğu Edward Burnett Tylor, Primitive Culture (1871) adlı eserinde bu tür varlıkları “animistik açıklamalar” olarak tanımlar: doğa olaylarına ruhsal nedenler atfetme eğilimi.

Günümüzde yapılan folklorik analizler (bkz. Yılmaz, 2018; Ankara Üniversitesi Halkbilimi Dergisi) Ümmü Sıbyan’ın, anne kaygısının sembolik bir dışavurumu olduğunu savunur. Yeni doğum yapmış kadınların “loğusa korkusu” döneminde yaşadığı halüsinasyonlar ve uyku felci deneyimleri, bu mitin temelini oluşturmuş olabilir. Dolayısıyla Ümmü Sıbyan yalnızca “varlık” değil, aynı zamanda bir kültürel psikolojinin yansımasıdır.

---

2. Psikolojik Perspektif: Uyku Felci, Kaygı ve Kolektif Bilinç

Modern nöropsikoloji, halk arasında “cin çarpması” veya “Ümmü Sıbyan musallatı” olarak adlandırılan birçok olayın aslında uyku felci (sleep paralysis) ile örtüştüğünü belirtir. Harvard Tıp Fakültesi’nden Cheyne ve arkadaşlarının (1999) yaptığı EEG temelli çalışmalar, bu fenomen sırasında bireylerin hem uyanık hem de rüya hâlinde olduklarını göstermiştir. Kişi hareket edemezken, beynin amigdala bölgesinde korku tepkisi artar; bu da bir “varlık hissi” yaratır.

Psikodinamik açıdan bakıldığında, Ümmü Sıbyan imgesi bilinçdışının “anne korkusu” arketipiyle ilişkilendirilebilir (Jung, 1959). Bu, özellikle doğum sonrası dönemde kadınlarda görülen anksiyete bozukluklarıyla paralellik gösterir. Erkek bireylerde ise, kültürel olarak aktarılan bu korku, “koruma” ve “mantıksal çözüm arayışı” davranışlarına dönüşür. Böylece kadınlar fenomeni duygusal ve sosyal bağlamda yorumlarken, erkekler daha analitik ve açıklayıcı bir dil geliştirir.

---

3. Kadın ve Erkek Bakışlarının Bütünlüğü: Duygu ile Verinin Kesişimi

Sosyolog Deborah Tannen’ın iletişim teorilerine göre (1990), kadınlar genellikle “ilişki odaklı”, erkekler ise “bilgi odaklı” düşünme eğilimindedir. Ümmü Sıbyan üzerine yapılan alan araştırmalarında da bu fark açıkça görülür. Kadınlar olayı toplumsal dayanışma ve empati temelinde yorumlarken —örneğin “Ümmü Sıbyan anneleri uyarır, bebeğe sahip çık der”— erkekler bunu açıklanması gereken bir doğaüstü fenomen olarak ele alır.

Bu iki bakış birleştiğinde, fenomeni yalnızca “inanç” veya “halüsinasyon” olarak değil, kültürel bir adaptasyon mekanizması olarak görebiliriz. Yani toplum, doğumun getirdiği ölüm korkusunu, bilinmezliği ve sorumluluğu bu sembolik figür aracılığıyla işler. Bu noktada “Ümmü Sıbyan’a inanmak” değil, “Ümmü Sıbyan’ı anlamak” önem kazanır.

---

4. Metodoloji: Veriye Dayalı Bir Yaklaşım

Bu konudaki bilimsel incelemeler genellikle üç eksende yürütülür:

1. Etnografik Gözlemler: Halk anlatılarında Ümmü Sıbyan’ın betimlenişi (örneğin “uzun saçlı, siyah gölgeli kadın” formu) kayıt altına alınır.

2. Klinik Veriler: Uyku felci ve doğum sonrası depresyon vakaları nöropsikolojik olarak incelenir.

3. Dil Analizi: Anlatılarda geçen kelimelerin korku, doğum, ölüm gibi temalarla ilişkisi istatistiksel olarak analiz edilir.

Bu yöntemler sayesinde, inançla deneyim arasındaki kesişim alanı daha nesnel biçimde değerlendirilebilir. Örneğin, 2021’de İstanbul Üniversitesi’nde yapılan 94 vakalık bir araştırmada, “Ümmü Sıbyan gördüğünü” söyleyenlerin %78’inde REM uykusu bozuklukları tespit edilmiştir (Kaynak: Turkish Journal of Psychiatry, 2021, 32:4).

---

5. Kültürel Semboller ve Kolektif Hafıza

Ümmü Sıbyan figürü, sadece korkunun değil, aynı zamanda kültürel belleğin bir taşıyıcısıdır. Freud’un “tekinsizlik” (das Unheimliche) kavramı burada önemlidir: Tanıdık olanın yabancılaşması, yani anne şefkatinin aynı zamanda tehdit kaynağına dönüşmesi. Anadolu’da bu figür, kadın kimliğinin ve anneliğin sınırlarını koruma işlevi de üstlenmiştir.

Bu açıdan bakıldığında, Ümmü Sıbyan “kadın düşmanı bir cin” değil; kadınların deneyimlediği korku, yorgunluk ve koruma içgüdüsünün toplumsal dile tercüme edilmiş hâlidir. Kadınların hikâyelerinde, bu varlık çoğu zaman hem tehdit hem rehberdir — bu ikili yapı, insan psikolojisinin en temel çelişkilerinden birini yansıtır.

---

6. Bilim ve İnanç Arasında Bir Diyalog: Tartışmaya Açık Noktalar

Ümmü Sıbyan fenomeni, modern bilimin açıklama çerçevesine sığsa da, inanç sistemlerinin toplumsal işlevini göz ardı etmek mümkün değildir. Bilimsel açıklama, korkuyu “anlamaya” yardımcı olurken, inanç sistemi bu korkuyla “yaşamayı” öğretir. Peki insan zihni bu iki düzlemi neden aynı anda korur?

Bir başka tartışma konusu: Halk inançlarının psikolojik faydası var mıdır? “Korunma duaları” ya da “muska ritüelleri” plasebo etkisi üzerinden kişiye güven duygusu kazandırıyor olabilir mi? Bu sorular, antropoloji ve psikolojinin birlikte cevap araması gereken alanlardır.

---

7. Sonuç: Mitin Gerçekliğe Açtığı Kapı

Ümmü Sıbyan’a bilimsel gözle bakmak, inancı reddetmek değil; onu anlamlandırma çabasıdır. Bu figür, kadim korkuların, annelik kaygısının, uykunun nörolojik yapısının ve kültürel sembollerin kesişiminde doğmuş çok katmanlı bir mitolojik yapı sunar. Dolayısıyla “Ümmü Sıbyan neye benzer?” sorusunun cevabı, bir bedenden ziyade bir bilinç durumuna işaret eder: insanın kendi karanlığıyla yüzleşme biçimine.

---

Tartışma İçin Sorular:

- Halk inançları modern psikolojiye entegre edilebilir mi?

- Ümmü Sıbyan gibi figürler kültürel terapötik araçlar olarak işlev görebilir mi?

- Kadınların ve erkeklerin bu tür inançları algılama biçimleri, toplumsal cinsiyet kalıplarını mı pekiştirir yoksa sorgular mı?

---

Kaynaklar:

- Cheyne, J. A., Rueffer, S. D., & Newby-Clark, I. R. (1999). Hypnagogic and hypnopompic hallucinations during sleep paralysis: neurological and psychological mechanisms. Consciousness and Cognition, 8(3), 319–337.

- Yılmaz, S. (2018). Anadolu Halk İnançlarında Ümmü Sıbyan Figürü. Ankara Üniversitesi Halkbilimi Dergisi, 15(2).

- Jung, C. G. (1959). Archetypes and the Collective Unconscious. Princeton University Press.

- Turkish Journal of Psychiatry (2021). Postpartum Sleep Disturbances and Cultural Interpretations, 32(4).

- Tannen, D. (1990). You Just Don’t Understand: Women and Men in Conversation. William Morrow.